Su falı M.Ö. 3000 yıllarında Pers İmparatorluğu’nda ortaya çıktığı tahmin edilmektedir. Pers kahinleri çeşitli tılsım ve sembollerle bezeli bakır bi kaba koydukları suya kişinin bir damla kanını damlatarak suyun içerisinde oluşan motifler aracılığı ile kişinin geleceğini yorumlarlardı. Su falı Perslerden Batı’ya M.Ö. 750 yılında Roma hükümdarı Numa Pompilus zamanında geçmiştir. Büyük filozof Pisagor bile bu yöntemi kullananlar arasındadır. Roma İmparatorluğu’nda su falı o kadar önemli hale gelmiştir ki zamanla farklı şekillere bürünmüş ve günümüze kadar bir kültür halinde aktarılmıştır. Hala bugün Avrupa’da içerisine bozuk para atılarak dilek dilenen dilek çeşmeleri vardır. Bu kültürün temeli su falına dayanmaktadır Su falı kendine hemen hemen her kültürde yer bulmuştur; bunun sebebi suyun birçok kültürde kutsal olması, arınma ve temizlenme kavramlarını beraberinde getirmesidir.
Öncelikle su falına bakan kişinin duru bir göze sahip olması gerekir. Su falı pisişik güç, telepati ve nesnedeki enerjiyi okuyabilme yeteneği gerektirir. Su falına bakılırken okunması gereken dualar vardır. Bu dualar Ayet el Kürsi, Mendel Duası ve Cin Suresi’dir. Su falına loş bir ortamda mum ışığında ve bakılmalıdır. Bu sayede enerjinin su üzerinde toplanmasının sağlanması kolaylaşır. Fala bakan kişinin kalbi ve ruhu tamamen kötülükten arınmış olması gerekir. Su falında genellikle bakır bir kap kullanılır. Kaba boşaltılan suya gerekli dualar okunduktan sonra işlem başlatılır.